Mimaride Türk Üçgeni

Mimaride Türk üçgeni olarak bilinen bu mimari değişim tekniği, kare zeminler üzerine yuvarlak kubbelerin yerleştirilmesini mümkün kılmaktadır. Mimari yapılarda geometrik yapıların geçişleri son derece büyük bir sorun haline gelebilmektedir. Zaman içerisinde bulunan çeşitli çözümlerden biri de Türk üçgeni olarak bilinen bu mimari geçiş yapılarından biridir.

Kubbe Mimarisinde Gelişim

Asırlar öncesine dayanan bir geçmişe sahip olan Türk Üçgeni dönemin en büyük sorunlarının başında gelen geometrik geçişlerdeki ihtiyaca karşılık üretilmiştir. Kubbe mimarisinde kareden daireye geçiş oldukça büyük bir sorundu ve çözüm gerektiriyordu. Kare ve daire birleşimi sırasında özellikle köşelerde ortaya çıkan boşluklar üçgen parçalarla desteklenerek dolduruldu. Bu uygulama veya teknik ile kare formundan kubbe formuna sağlıklı ve güçlü bir şekilde geçiş mümkün oldu. Günümüzde betonarme yapılardan dolayı artık bu tarz çözümlere ihtiyaç kalmamasına rağmen halen birleşik olarak bu üçgenin motifleri işlenmektedir. Özellikle yeni nesil kubbeli yapılarda da kendisini klasikleşmiş bir figür olarak gözler önüne sermektedir.

Sanatsal Çözüme Dönüşme Başarısı

Zaman içerisinde uygulanma amacının da dışına çıkarak bir imza niteliği taşıyan mimaride Türk üçgeni tekniği sanatsal anlam kazanmıştır. Osmanlı mimarisinde ağırlıklı olarak görülen kubbe uygulaması nedeniyle çok sayıda başarılı mimar kendine has motif ve uygulama şekilleriyle bu tekniği kullanmışlardır. Özellikle cami ve medrese gibi yapılarda sanatsal bir ağırlık kazanan bu uygulama Selçuklu dönemlerinden bu yana Türk İslam mimarisine de renk katmıştır. Kubbelerle başlayan serüveni kare formdan daire formuna geçiş gerektiren her yapıda kendini göstermiştir.

Tromb, Pandantif gibi birbirine benzer ve aynı amaca hizmet eden tekniklerle birlikte Türk Üçgeni de son derece kullanılan ve uygulanan bir teknik olmuştur. Dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve estetik gibi faktörleri kendi içerisinde barındıran mimari yapılarda zaman zaman nedenini bilmediğimiz ama son derece gerekli teknikler bulunur. Bu tekniklerin ortaya çıkış amaçları mimari mühendisliğin ne denli önemli olduğunu bize göstermektedir. estetiği ve gerekliliği aynı anda yansıtan bu teknikler mimarlığın özünü yansıtmaktadır.