Küresel ısınmanın inşaat sektörüne etkisi son derece dikkat çekici bir şekilde görülmeye başladı. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, zamansız hava koşullarının hızla norm haline geldiği gerçeğinin farkına varıyor. Birçok ülkede, bu gerçeği dikkate almak için yavaş yavaş inşaat mevzuatını değiştiriyorlar.
Dünya çapında, hem konut hem de ticari inşaatçıların daha yüksek standartlarda çalışmasını gerektiren yeni yasalar çıkarılıyor. Daha yüksek yaz sıcaklıklarına, daha soğuk kışlara, ayrıca sellere ve şiddetli rüzgarlara dayanabilen binalar artık çok önemli. Dünyanın bazı bölgelerinde, depremlere ve diğer doğal afetlere dayanacak şekilde inşa edilmeleri gerekir.
İnşaatta çalışan bizler için bu, zorluklar getiriyor, ancak aynı zamanda ilginç zamanlarda çalıştığımız anlamına geliyor. Müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına ayak uydurabilmek için yeni beceriler öğrenmeli, yenilikçi inşaat teknikleri ve malzemeleri geliştirmeliyiz.
Sel sorunu ülkemiz de dahil birçok ülkede büyük bir sorun haline geldi. Özel konutlar gibi kamu tarafından üretilen projelerde de selin yıkıcı etkisinin sonuçları görülüyor. Hükümet yeni konut projelerinde doğal afetleri dikkate alsa da ciddi bir çözüm söz konusu olmadı.
İnşaat sektörü, çevre lobisiyle birlikte hükümeti kapsamlı bir su yönetimi stratejisi oluşturmaya çağırıyor. Özellikle yüzey suyu yönetimi konusunun organize bir şekilde ele alınmasını istiyorlar. Sektördeki pek çok kişi, mevcut gelişmelere yeni arazi drenaj borusu yerleştirmenin ve yeni toplu konutlara ve ticari binalara son teknoloji atık su sistemlerini dahil etmenin yol olduğunu öne sürüyor .
Ne yazık ki, bunu gerçeğe dönüştürecek yeni mevzuat henüz hazırlanmadı. Bu arada inşaat sektörü de üzerinde çalıştığı binaların korunması için elinden geleni yapıyor.
Bunu, müşterilerinin dile getirdiği endişelere yanıt olarak yapıyorlar. Giderek hem konut hem de ticari müşteriler, sel riskini ciddi bir sorun olarak görmektedir. Sonuç olarak, hem mimarları hem de müteahhitleri ile konuyu gündeme getiriyorlar.
Yenilikçi yeni ürünler, örneğin otomatik sel bariyerleri yavaş yavaş kullanıma sunuluyor. Bunlar pahalıdır, ancak tüketiciler sel riski konusunda o kadar endişelidir ki, bu yeni teknoloji için giderek daha fazla ödeme yapmaya isteklidirler.